25 Temmuz 2013 Perşembe

Kısa kısa Cunda Adası



Cunda'ya denizden bakış
Cunda deyince akla ilk önce rum evleri, taştan yolları ve nefis lezzetleri geliyor. Zamanında rumlar yaşadığı için  nerdeyse bütün evler eski rum evi ve bu Cunda’nın dokusunu çok başka yapıyor. O yüzden Cunda’da nerde kalırsanız kalın mutlaka bir Rum evinde kalın. Moshinos Otel bunlardan sadece biri...

Cunda çok zengin bir mutfağa sahip, yemek içmeyi sevenlere özellikle tavsiye edilir. Sahilde dizi dizi balıçıkları, birbirinden güzel ege yöresine has mezeleri, sarmaları, sakızlı dondurması, meşhur ada lokması olmazsa olmazları.

Taş Kahve


Balık restaurantlarından farklı olarak adanın belki de en eski yeri Taş Kahvesi. O taş kahve gerçek bir kıraathane, ancak yaz gelince oldukça da turistik bir hal alıyor, tüm gün cıvıl cıvıl, boşalmak bilmiyor sandalyeler... Kahvaltısından, ada çayına, sakızlı kahvesine kadar, yüksek tavanlı ihtişamlı ve en azından bir kahvelik oturmalık bir mekan.

Adanın başlıca en meşhur, en çok tercih edilen ve en pahalı plajı Ortunç Beach Club. Harika sahili ve lezzetli öğle yemekleriyle, oldukça şık ve konforlu bir plajı olan otelde arzu ederseniz kaladabilirsiniz ancak Cunda ruhunu yaşamak için ben oraya sadece plaj için gidip, tarihi bir rum evinde kalmanızı ısrarla tavsiye ediyorum.

Cunda'nın ara sokakları

Cunda’nın arka sokakları surprizlerle dolu, yeterki siz kaybolmak isteyin. Şarap evlerinden, rum tavernasına, girit mutfağından, mis kokulu pastanelerine, zeytinyağcılardan, incik boncukçulara kadar herşey bu küçük adada gizli. Özellikle balıkçıların sonundan arka sokaklara doğru ilerledikçe sağlı sollu açılmış renkli bijuteri tezgahları oldukça keyifli...

Koç Müzesi


Cunda’nın en güzel yerlerinden biri;  yüzyıllar önce manastır ve kilise olarak kullanılmış bir mekan şimdi Koç müzesi haline gelmiş durumda. Cunda’yı tepeden görme şansı da yakalayabileceğiniz bu yeni restore edilmiş Rahmi Koç müzesini görmeyi sakın ihmal etmeyin. Müze olmasının yanı sıra, panaromik manzarasıyla ve cafe-restaurant hizmetiyle de görülmeye değer bir mekan.

Özetle bir gün;

Günün ilk ışıklarıyla uyanan bu adada Taş kahvede ya da arka sokaklardaki Ayna’da kahvaltıyla güne başlayabilirsiniz.
Koç müzesinde manzaraya karşı bir kahve ya da limonatanızı yudumladıktan sonra kendinizi Ortunç Plajının serin sularına bırakabilirsiniz.
Akşam üstü Cunda’nın arka sokaklarını keşfedebilir, yorulunca da Ada dondurmacısından sakızlı, balbademli bir dondurmayla içinizi serinletebilirsiniz.
Akşam ise sahildeki balıkçıların hepsi birbirinden güzel olmakla beraber Deniz Restaurant’a gidip egenin yöresel yemeklerinin ve balığının tadına bakabilirsiniz.
Hala yorulmadıysanız gece mis kokulu bir Moshos Tavernada rum müzikleri dinleyip, mistik otelinize dönebilirsiniz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder